Kayıtlar

Aralık, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Karadır Kaşların Ferman Yazdırır Türküsünün Hikayesi

Resim
Bu dert beni diyar diyar gezdirir Mustafa ' nın bir kızı sevmesi kızın Rum olduğunu öğrenen babasının kızı istememesi Raziye nin başkasıyla evleneceğini duyan Mustafa nın Raziyeyi kaçırırken yakalanması cezaevinde yazdığı bu türkü hikayesini okuyacağız .   Mustafa Tuna 1944 yılında memleketi Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde komşularının kızı olan Raziye’ye tutulur. Raziye Rum kızıdır. Mustafa Tuna’nın Babası “kanıma Rum kanı karıştırmam” diyerek konuyu kapatır. Bunun üzerine Raziye’yi başka birine verirler kısa sürede düğün hazırlıkları yapılır düğüne bir gün kala Mustafa arkadaşları ve aracı bir kadınla çeşmeye giden Raziye’yi dar bir yolda sıkıştırıp zorla kaçırır. Arabacı Raşit’in arabasına bindirerek hızla uzaklaşırlarken kendilerini Eskişehir yolu üzerindeki Kızıltepe ormanının içinde arabaları devrilir. Ormanda Mustafa’yı Jandarmalar ve Raziye’nin nişanlısının akrabaları çevirirler ve yakalarlar. Mustafa tutuklanır.  Hapiste 27 gün yatar, Sorgu hakimi olan arka...

Gesi Bağları Türkü Hikayesi

Resim
Hey Allahtan korkmaz, sana, bana ölüm var Genç bir kızın kaynanasından gördüğü zulumü  bunu gören eşinin ise annesinden korktuğu için bir şey diyememesini anlatan bu hikayeyi okuyacaksınız.   Genç kız evlendiği sabahı erkenden kocasıyla olduğu odanın kapısı kırılırcasına çalınır, kapıyı çalan kaynanası ineklerin sağım vaktinin geldiğini, tavukların yemlenmesi gerektiğini, tarlanın çapalanmasına gidileceğini söyler. Genç kız daha gün doğmadan yatağından kalkar baba evinde hiç sağmadığı ineği nasıl sağacağını kaynanası sorar ve ilk tokadını bilmediği inek sağımı yüzünden kaynanasından yer burası babanın evi değil diye bağırarak sitem eder. Kocası hiç yerinden kalkmadığı için olanları görmez. Zar zor sağmaya çalıştığı sütü de yere dökünce kaynanası daha çok hiddetlenir ve daha fazla homurdanmaya başlar. Tavukların yanından yumurtaları almakta pek kolay olmamıştır. Aldığı yumurtaların bazılarını da kırınca daha da fazla eziyet görmeye başlamıştır. Tarlaya ilk defa giren genç kız ç...

Drama Köprüsü Türküsü Hikayesi

Resim
Drama Köprüsü Dardır Geçilmez Hasan Debreli Hasan 'ın Yunanlılara karşı Türk köylerini koruduğu evlenme çağına gelen gençlere yardım ettiği bunu gören halkın Debreli Hasana yazdığı türkü hikayesini okuyacağız .    Drama köprüsü,  Makedonya’nın simgesidir. Türküsü ile gönüllere taht kurmuştur. Debreli Hasan’ın en büyük özelliği evlenmek isteyen fakir gençleri evlendirmesidir. Köprüden geçenleri çevirip onların niyetini anlamak için sorgu suale çekmesi de en büyük özelliğidir. Bir keresinde Selanikli olan Yahudi bir ticaret ehlini geri çevirmiştir. Bir defasında da Drama Köprüsü, fakir bir gencin hikâyesine konu olur. Günlerden bir gün İskeçe Pazarı’na gitmek için yola çıkan bir genç, mecburi olarak Drama Köprüsü’nden geçecektir. Bu esnada Debreli Hasan, onun hikâyesini de öğrenir. Bu fakir gencin İskeçe Pazarı’na gitme hikâyesi tek öküzünü pazarda satmak içindir. Sattığı öküzün parası ile de sevdiği kıza düğün yapacaktır. Böyle bir amaç uğruna büyükbaş hayvanını satması, D...

Suzan Suzi Türküsü Hikayesi

Resim
Kör olasın suzan suzi  Güzeller Güzeli suzan suzi aşık olduğu adamla buluşması ama bu buluşmaların köyde yayılmasıyla utancından daha fazla dayanamayıp canına kıyan suzan suzi nin hikayesini dinliyecez.   Hikâye Süryani bir ailenin şehre gelmesi ve yerleşmesiyle başlıyor. Hikâyede bahsedilen Süryani ailenin uzun zamandır çocuğu olmuyormuş. Bölge efsanelerine göre şifa kırklar dağının arkasında kırklar ziyareti adını verdikleri bir bölge varmış. Halk arasında çocuğu olmayanlar bu bölgeye gider ve dilekler dileyerek şifa bulmayı umarlarmış. Süryani aile de son çare olarak bu bölgeye gidip içten dileklerini sunmuşlar. Ailenin bu içten ve saf dileklerini duyan güçler, Süryani aileye bir çocuk bağışlamış. Çocuğun adına  Suzan Suzi  koymuşlar. Suzan adı bölge yerlilerinin anlayabileceği Osmanlıca isim, Suzi de Süryani ailenin mensup olduğu dine hitaben konmuş bir isim.  Kızın annesi tarafından çok seviliyor ve korunuyormuş. Çekirdek ailenin tek çocuğu olarak el üstünd...

Yüksek Yüksek Tepelere Türküsü Hikayesi

Resim
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler  Zeynep Ailesinden uzakta onun halinden anlamayan bir eşle köyünden uzakta yaşadıkları hasta olup yataklara düştüğü ve ailesi ile hasret gideremeden vefat etmesini anlatıyor .   Çok eskiden bir köyde Zeynep isimli genç ve güzel bir kız yaşarmış. On altı yaşına bastığında köydeki bir düğüne gelen genç bir adam tarafından fark edilir. Ali isminde ki bu genç Zeynep'i çok beğenir. Ali kendi köyüne dönünce Zeynep'e bir görücü gönderir. Zeynep, Ali'ye verilir. Kısa zaman içerisinde düğünleri yapılır ve Zeynep, Ali'nin köyüne gider. Zeynep'in gelin gittiği Ali'nin köyü ile kendi köyü arasında bir kaç köylük bir mesafe vardır. Üç gün üç gece denilen bir mesafe varmış. Zeynep bu köye geldikten sonra tam yedi yıl boyunca köyüne dönemez. Zaman içerisinde Zeynep'in  köy  özlemi onu çok fazla etkilemeye başlar. Bir tepenin başında bulunan köyde yükse bir yerde oturup köyünün olduğu yöne bakarak bir türkü söylemeye başlar. Bu türkü zama...

Hekimoğlu Türküsü Hikayesi

Resim
Hekimoğlu derler benim aslıma  Hekimoğlu' nun  sevdiği kız ve o kızı seven bir Gürcü Beyi  Tek başına sevdiği kız için onlarca adamı olan Gürcü Beyine kafa tutan Hekimoğlunun hikayesini dinliyeceğiz.    Asıl adı Hekimoğlu İbrahim’dir. Hekimoğlu’nun asıl hikâyesi Gürcü Beyi ile girdiği çatışmaya dayanır. Hekimoğlu, Narin isimli bir kızı sevmektedir. Gürcü Bey’i de Narin ile sözlüdür. Hekimoğlu fakir bir aileden gelmekte olup, annesi ile birlikte yaşamaktadır. Tüm hikâye de Narin ile Hekimoğlu’nun ilişkisi ile başlayıp bambaşka bir hale dönüşür. Hekimoğlu   İbrahim, Narin ile gizli gizli görüşmeye devam eder. Bunu haber alan Gürcü Bey’i Hekimoğlu’nun peşine düşer. Belirlenen gün ve mevkide Hekimoğlu ile birlikte karşı karşıya gelecekler ve hesaplaşacaklardır. Kararlaştırılan yere Hekimoğlu yalnız gelmesine rağmen Gürcü Bey’i sözünde durmayarak, yanında bir yığın adamı ile birlikte gelir. Abluka altına almaya çalıştıkları Hekimoğlu bir şekilde bu çemberi deler...

Mihriban Türküsü Hikayesi

Resim
Aşka hudut çizilmiyor , Mihriban  Mihriban türküsünü hepimiz biliriz ama hikayesini ne kadar biliyoruz .  Bence Türkü kadar hikayeside güzel olan Mihriban türküsünün hikayesini okuyacağız. Değerli yazar Abdurrahim Karakoç ' un Mihribanını .   Hikaye Abdurrahim Karakoç’un köyündeki bir düğünde başlamıştır. Karakoç’un köyüne düğün için misafirler gelmiştir. Ancak içlerinde öyle bir güzel vardır ki o Abdurrahim Karakoç’un Mihribanıdır. Mihriban Kahramanmaraş’tan ailesiyle birlikte düğün için gelmiştir. O zamanlar genç bir delikanlı olan Karakoç, Mihriban’ı görür görmez tanışmak ister ve tanışırlar. Mihriban kelime anlamı olarak şefkatli, merhametli ve güler yüzlü demektir. Bu kelime tam da Abdurrahim Karakoç’un sevdiği kız için söylemiş gibi onu anlatmaktadır. Genç kızın aslında adı Şehribandır ancak Karakoç ona bu güzel anlamı sebebiyle Mihriban demiştir. Misafirlik devam ettikçe Abdurrahim Karakoç ile Mihriban’ın aşkı daha da büyümüştür. Bir sabah komşusuna Mihriban’ı görm...

Mağusa Limanı Türküsü Hikayesi

Resim
Uyan Alim uyan , uyanmaz oldun  Mağusa Limanı gemiler yanaşan normal bir Liman o Limanı bu kadar meşhur yapan Alinin hayat hikayesinin okuyacağız .   Mağusa,  Kıbrıs’ın ana liman şehirlerinden biridir. Bu üzücü olay Kıbrıs’ın henüz kuzey ve güney olarak ikiye ayrılmadığı bir dönemde 1943 senesinde yaşanmıştır. 1943 senesinden itibaren günümüze kadar gelen bu türkünün hikayesinde oldukça duygu yüklü olarak karşınıza çıkıyor. Hamal olarak çalışan Ali’nin hüzün dolu öyküsü türkülere yansımıştır. Arap Ali, Mağusa limanında hamal olarak çalışmaktadır. Bu esmer teninden dolayı Arap lakabıyla anılan Arap Ali’nin hikâyesidir. Arap Ali, genç yaşta evlenen ve bir çocuğu olan çetin bir gençtir. Neredeyse her akşam işini bitirdikten sonra çalıştığı  Mağusa limanı  yakınlarında bir meyhaneye gider, günün yorgunluğunu atmak için bir şeyler içer ve evine giderdi. Günleri böyle geçiyordu. Yine bir gece, Ali işten sonra bir meyhaneye gider. Bu kez meyhaneye girdiğinde İngiliz ko...

Çanakkale Türküsü Hikayesi

Resim
Çanakkale Geçilmez!! Bir çoğumuzun dinlerken duygulandığı Çanakkale türküsü Çanakkale cephesinde yaşanmış ve o cephede savaşan Kahraman Askerlerimizi anlatır. Bigalı Mehmet çavuşları Seyit Onbaşıları anlatır . çanakkale o zaman da geçilmedi hiç bir zamanda geçilemez  Bu hikayede cepheye giden ve Eşinden , Yarinden , Annesinden , ayrılan Kahraman Vatan evlatlarını anlatıyor .     Çanakkale türküsünün ortay çıkışı bir mektupta anlatılır. Bu mektubun sahibi Emrullah Nutku’nun kardeşi olan Seyfullah’a aittir. Seyfullah 1903 senesinde doğmuştur. Savaş öncesi dönemde Seyfullah lise 1.sınıfta okumaktaydı. Seyfullah’ın bu mektubu 29 Eylül 1914 tarihine aittir. Mektup üzerindeki tarih 29 Eylül 1914 tür. Seyfullah Çanakkale’den annesine göndermiş olduğu mektupta şöyle yazmaktadır; Sevgili Anneciğim, İki senedir ayrı kalmış olduğumuz bu zaman artık sona eriyor. Sana ve aileme yeniden kavuşacağım için oldukça mutluyum. Okulumuzu hastane olarak kullanacakları için bizleri İstanbu...